7 Ocak 2007 Pazar

Geçit Resimleri

Bana ilham veren küçük kadın,
     bence ağlamasaydın yahut
     kütüphanenin kitabı arasında o ajanda yaprağını unutmasaydın
     “divitimi yüreğime batırıp” bunları yazmazdım.
     Sen bildiğin yoldan git.
     Boşalan çay bardağını masaya bırakırken diğerlerini devirdin.
     Oysa ben birilerine yanaşırken hep çekinirdim.
     Ahlâksızlığım
     âh ahlâksızlığım
     internet kafede o kızın önümde açık duran posta adresine girmiştim.
     Onun dünyası parmaklarımın bir tık ucunda
     ama baktım da
     avucumda onun günahları ve sevapları
     sorumsuzluk üzerime sinmiş belki de sorumluluk.
     Onun yerine af dilemeliyim
     belki araları düzelir.
     Takip ettim
     buldum da.
     Ondan özür dilemeliyim belki beni bağışlar
     hiç olmazsa vicdanım rahatlar.
     Bir köşeye sindim.

     Ne kadar gidersen git
     o ajanda yaprağını bana bıraktın.


***

     
     Beni yakından tanıyanlar sustular belki kendilerini susmak zorunda hissettiler
     Yüreğimin ateşini dilimde gezdirmek öyle kolay değildi
     Öylesine farkındayım ki anlattıklarımın
     Açıkçası dilim öylesine gevşiyor ki bu sözler bana mı ait düştükçe düşüyorum derin kuyulara düş kırıklığına uğrayan dinleyenlerin belleklerine inatçı bir inşaat çivisi gibi çaktım ölümü
     Boşalan çay bardağımı diğerlerinin yanına koyarken yüreğim boşalmamış konuştukça biraz hafiflemişti
     Acıyı hafifletme eğiliminden doğan içgüdüm kim bilir neleri sildi komut verip beynimden ne kadar silerse silsin
     Göz yaşlarımla başa çıkması mümkün değil
     Efsane değil sabırlı bir anayım
     Sarıp sarmaladım sevgimi toprakla
     Konuşurken ansızın sustuğum bir an o anlar var ya
     Bilin ki derinde dilim
     Sükûtun altın suyuna battığını hissettim
     Geçen zaman değişen hayat
     Değiştirdi bu evi sayısız mutluluğa açılan kapılar deyim yerindeyse huzurlu değer yargıları güzel ahlâktan kurulu günlerim anılar sökün etti evimize gidelim
     Benzeri bulunmaz hayat yaşamayacağım kavuşamayacağım söylemiştim
     Hasreti içimi yakıyor durup dururken
     Üşümezdi güneş altında böyle içim
     Gerçeği söylemeye yoktu gücüm
     Artık çok geç her şey için üzgünüm
     Desem de kendi yıkılışım çıkagelir bir kâbus gibi birdenbire
     Geçit resimlerinde anılarımın artık biri bitiyor biri başlıyor
     Bütün ölülerim diri gözümün önünde