7 Nisan 2012 Cumartesi

Joker Cemaati'nden: Higuita


İngiltere, futbolun mabedi Wembley’de Kolombiya Milli Futbol Takımı’nı ağırlıyor. İngiltere atakta. İngiliz forveti kaleyi karşıdan gören bir noktadan tertemiz bir şut çıkarıyor. Yaklaşık 25 metreden. Kolombiya kalecisi Higuita öne doğru atılıyor…

Rakibinizin kalesinde o varsa, onu geçebilirsiniz, ama ondan gol de yiyebilirsiniz. Ona gol atmaya çalışırken çalım yiyip kalenize dönmek zorunda kalabilirsiniz. Kuralları un-ufak etti, rakibini geçip kaleye yöneldi. Frikikten gol attı, orta sahada top koşturdu. Rene Higuita, futbol tarihinin en çok gol atan kalecilerinden oldu. Futbol oyununun en marjinal oyuncularından oldu.

… topukları akrebin kuyruğu oluyor, kendisini geçip kaleye gitmekte olan topu o kuyrukla çıkarıyor. Top İngiltere kalesine doğru yol alırken kameralar onun gülüşünü kaydediyor.

5 Nisan 2012 Perşembe

Joker Cemaati'nden: Sizin Huzurunuzda Şiir Okuyamam


Okuldaki Noel müsameresinde Erich, şiirini okumak üzere sahneye çıkarken seslenirler: “emniyet müdürü de gelmiş!”. Erich Kanlı Cuma’yı hatırlar:

Olaylar 1927 Ocağı’nda başlar… Avusturya’nın küçük bir kasabasında sol görüşlü işçilere saldıran milliyetçiler, sekiz yaşında bir çocuğun ve bir savaş gazisinin ölümüne neden olurlar. Üç katil yakalanıp yargılansa da, mahkeme, 14 Temmuz günü beraat kararı verir. Katillerin, ellerini kollarını sallaya sallaya dolaşmalarına karşı çıkan halk, 15 Temmuz günü Viyana’da olayı protesto eder. “Büyük Almanya”nın yandaşı olan dönemin hükümeti orduya ait silahların polise verilmesini emreder. Emniyet müdürü Dr. Schrober de bu kararı gözünü bile kırpmadan uygular. Sonuç: 87 ölü, birçok yaralı…

Erich, daha sonra Kanlı Cuma olarak anılacak bu olaya annesiyle birlikte tanık olmuştur. Sahneye çıkar, salonu selamlar ve kararlı bir ses tonuyla konuşur: “Sayın bayanlar, baylar, ne yazık ki Noel şiirimi okuyamayacağım. Çünkü emniyet müdürü Dr. Schrober de dinleyenler arasında. Kanlı Cuma gününde kent merkezindeydim. Ölü ve yaralı taşıyan sedyeleri gördükten sonra Bay Schrober’in huzurunda şiir okuyamam”.

Erich salonu tekrar selamlar ve sahneden ayrılır. Emniyet müdürü uğultuların kapladığı salonu hışımla terk ettikten sonra Erich’in sesi yeniden duyulur: “Şimdi şiirimi okuyabilirim”.

Erich Fried bir Yahudi ailenin çocuğudur ve elbette, yaşadığı çağın sıkıntılarını fazlasıyla çeker. Babası işkencede öldürülür. Hitler işgaline karşı bir direniş örgütü kurar, hayatı ırkçılıkla mücadele ile ve şiir yazmakla geçer.

Ve birgün Yahudi şair Erich Fried’i, “Dinle İsrail” adlı şiirinde İsrail zulmüne karşı Filistin’e destek verirken görürüz:

Vahşice peşimize düştüklerinde o zamanlar
Sizden biriydim
Siz başkalarının peşine düştüğünüzde
Nasıl sizden olayım ben?