Yazan: Beatriz Marti
İllüstrasyon: Leonardo Berges
Grafik: José Luis Pagan
Çeviri: Alp Çetiner
Yeryüzü
Itzam Cab Ain /
Yeryüzü Timsahı
Orta dünya Yeryüzü, azametli bir sürüngenin sırtıdır.
Sürüngenler ilahi hayvanlar sayıldığından, toprağın kendisinde de bir ilahi öz
vardır. Bu, inanışa göre Maya kendisine yiyecek, su veren ve giysi ile yerleşim
yerleri oluşturmaya yarayan bütün malzemeleri barındıran bir tanrının içinde
yaşamaktadır.
Bütün bu toprak ürünleri yanında, Maya yalnızca bir bitkini hayatın kendisini barındırdığını
düşünür: maiz (mısır). 12. Yüzyılda
kaleme alınmış kutsal kitapları Popol Vuh’a
göre tanrılar, önce kil ve ahşabı deneyip başarısız olduktan sonra insanı
yaratmak için maizi kullanmışlar; onlara göre insanoğlu mısırdan yaratılmıştır
ve dahası onu her yediğimizde mısır bizi yeniler.
Yeryüzünde Tzultacah (Çultaka) tanrıları yaşar –ki ismin
anlamı dağ düzlüğüdür-. Bazı
bölgelerde On üç Tzultacah olarak anılsa da sayıları belirsizdir. Her biri,
üzerinden insanları izledikleri bir dağda yaşarlar. Erkek ve kadın yan yana,
neredeyse dünyevi bir hayat yaşarlar: aşık olurlar, evlenirler, boşanırlar,
kavuşurlar ve yerin içinde yapılan kutlamaları çok aşırı olabilir, öyle ki
nehirler taşar, sel baskınları vuku bulur.
Tzultacah’lar koruyucu tanrılardır, insanları izleyip hasat
ve hayvancılıkta onlara yardımcı olurlar; av hayvanlarının da sahibi
olduklarından, avcılara avlanmaları için uygun ortam hazırlarlar. Buna karşılık
insanlar da ibadet eder ve tanrıların yaşadığı dağlara küçük kurbanlık
hayvanlar türünden armağanlar sunarlar.
Antik Maya’da herkes kainatın aynı konseptini paylaştı, öyle
ki her insanın eylemi tanrıları memnun etmek ve dünyanın doğal dengesini
korumak üzerine kuruluydu. İnsanlık bu temel dayanağı takip ettiği müddetçe
tanrılar da insanları himaye edip gözetmeye devam edecekti.
Bu kod etkisini bugün de sürdürür: iyilik, sadakat, dünyevi
zevklerden imtina, doğaya saygı ile çocuklara ve mısır tarlalarına özen
gösterme inancı, günün birinde huzura ereceği Göğün on üç katmanına dayanır.
Bunlara riayet etmemek, belki bir köpek veya katır şeklinde –yeterince acı
çekene kadar- durmaksızın çalıştıktan sonra bir şans daha verilip ruhlarının
dünyaya geri dönmesine izin verilene dek yer altı dünyasında kalmayı mukadder
kılacaktır.
Yeraltı Dünyası
Ek Chuah / Savaş
Tanrısı
Yeraltı dünyası Maya tarafından hem korkulan, hem de saygı
duyulan bir yerdir. İnsanlara karşı kindar varlıklarla doludur, yeraltı dünyası
Xibalba karanlığın dokuz kademesinden ibarettir ve bir ters piramit
şeklindedir. Her kademe bir basamaktır: dördü Batı’dan iner, dördü Doğu’ya
çıkar ve beşinci basamak Yeraltı Dünyası’nın merkezinde bulunur.
Bütün insanların yolları, Göğe giderken tehlikeli
Yeraltından da geçiş yapmak zorundadır. Zorlu yolculuğa çıkarken, yeni bir çift
ayakkabı, yabani hayvanları savuşturmak için sopa ile yiyecek, genellikle de
mısır ile gömülürler. Yolculuk onları göller ve nehirlerden geçirir, geçişler
rehber olarak sadece bir köpeğin yardımı ile yapılabilir. Bu inanç Chiapa,
Meksika’da Ttzotzil, Tzeltal ve Lacandon kabileleri arasında yaygındır.
Maya yeraltı dünyası, dokuz yönetici tanrıdan ibaret olan
Bolon Ti Ku tarafından idare edilir. Beşinci ve en derin kademede, omurga
üzerinde kurukafa ve kaburga ile temsil edilen ve her zaman çıngırak takan Ölüm
Tanrısı Ah Puch oturur. Ona kötücül işlerinde, Mayalarca korkulan bir hayvan
olan Jaguar Tanrı yardımcı olur.
Jaguar aynı zamanda karanlıkta, güneşin gece yolculuğunu
tamamlamasına yardımcı olur, benekli kürkü, yıldızlı gökyüzünü simgeler. Chiapas’taki
Lacandon Kızılderilileri Jaguar’ın bir gün güneşi yutacağına, böylece yaşamı
sona erdireceğine inanırlar. Bu arada, göğün on üç tanrısı ile yeraltının dokuz
efendisi arasındaki husumet nedeniyle Gök ile Yeraltı dünyası arasındaki
mücadele sürer gider.
İyi ile kötü arasındaki bu ezeli çatışma doğal olayları
üretir. İyi tanrılar şimşek, gün ışığı ve yağmur vasıtasıyla kötü güçlerin
amansız ölüm ve yıkım getiren kuraklık, kasırgalar ve savaşlarına karşı
direnirler.
Bu iki taraf arasındaki dengeyi sağlamak için güce ihtiyaç
vardır ve insanlar dünyadaki düzeni korumak adına üzerlerine düşeni yapmalıdırlar.
Maya bu kozmik savaşta önemli bir role sahiptir. Adaklar ve kurbanlar kötü
tanrıları yatıştırırken iyileri de mutlu etmelidir, böylece iyi tanrılar
insanlığı mükafata boğmaya devam edebilirler.