5 Nisan 2012 Perşembe

Joker Cemaati'nden: Sizin Huzurunuzda Şiir Okuyamam


Okuldaki Noel müsameresinde Erich, şiirini okumak üzere sahneye çıkarken seslenirler: “emniyet müdürü de gelmiş!”. Erich Kanlı Cuma’yı hatırlar:

Olaylar 1927 Ocağı’nda başlar… Avusturya’nın küçük bir kasabasında sol görüşlü işçilere saldıran milliyetçiler, sekiz yaşında bir çocuğun ve bir savaş gazisinin ölümüne neden olurlar. Üç katil yakalanıp yargılansa da, mahkeme, 14 Temmuz günü beraat kararı verir. Katillerin, ellerini kollarını sallaya sallaya dolaşmalarına karşı çıkan halk, 15 Temmuz günü Viyana’da olayı protesto eder. “Büyük Almanya”nın yandaşı olan dönemin hükümeti orduya ait silahların polise verilmesini emreder. Emniyet müdürü Dr. Schrober de bu kararı gözünü bile kırpmadan uygular. Sonuç: 87 ölü, birçok yaralı…

Erich, daha sonra Kanlı Cuma olarak anılacak bu olaya annesiyle birlikte tanık olmuştur. Sahneye çıkar, salonu selamlar ve kararlı bir ses tonuyla konuşur: “Sayın bayanlar, baylar, ne yazık ki Noel şiirimi okuyamayacağım. Çünkü emniyet müdürü Dr. Schrober de dinleyenler arasında. Kanlı Cuma gününde kent merkezindeydim. Ölü ve yaralı taşıyan sedyeleri gördükten sonra Bay Schrober’in huzurunda şiir okuyamam”.

Erich salonu tekrar selamlar ve sahneden ayrılır. Emniyet müdürü uğultuların kapladığı salonu hışımla terk ettikten sonra Erich’in sesi yeniden duyulur: “Şimdi şiirimi okuyabilirim”.

Erich Fried bir Yahudi ailenin çocuğudur ve elbette, yaşadığı çağın sıkıntılarını fazlasıyla çeker. Babası işkencede öldürülür. Hitler işgaline karşı bir direniş örgütü kurar, hayatı ırkçılıkla mücadele ile ve şiir yazmakla geçer.

Ve birgün Yahudi şair Erich Fried’i, “Dinle İsrail” adlı şiirinde İsrail zulmüne karşı Filistin’e destek verirken görürüz:

Vahşice peşimize düştüklerinde o zamanlar
Sizden biriydim
Siz başkalarının peşine düştüğünüzde
Nasıl sizden olayım ben?

2 yorum:

  1. Yılmaz Özdil'in bugünli tablo adlı yazısıyla ne kadar denk düştü bu yazınız. Yazıdan alıntı yapacak olursam:

    2009...
    Cumhurbaşkanlığı, Çankaya Köşkü’nde sergilemek üzere, portresi bulunmayan eski cumhurbaşkanlarının yağlıboya tablosunu yaptırmak istedi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’ne başvurdu. “Yaşayan en pahalı ressam” Kenan Evren’in tablosunu yapacak ressam bulunamadı! Üniversite Senatosu’nun kararını nazik bi dille açıklayan rektör, “bizden mezun hiçbir ressam, Kenan Evren’in tablosunu yapmaz” dedi.

    Böyle küçük güzel ayarları verenler her daim her ülkeye lazım sanırım.

    YanıtlaSil
  2. Evet yazıyı ben de okudum...

    Bazen küçük ayarların ötesine geçenler lazım oluyor, işte asıl onlar her zaman bulunmuyor...

    YanıtlaSil