22 Mart 2013 Cuma

Joker Cemaati'nden: Yıkanmak İstemeyen Çocuk


Kayzer, gezisi öncesinde, tebaasının temiz-pak olmasını istediğini gideceği yerlere önden haber salar. Zorla yıkanmak istemeyen çocuklar annelerine direnir. Anne kayzerin hışmından korkar, oysa çocuğun umurunda değildir. Çocuk kraldan korkmaz. Çocuk, kralı umursamaz. Çocuk oyunun kurallarını bilmez.

Çocuk, gördüklerine şaşıran varlıktır. Bulutlara şaşırır, arabalara şaşırır, önünden geçen kediye şaşırır. Etrafını inceler, tuhaf bulur, anlamaya çalışır, yadırgar, sever veya korkar. Şu hayatın aslında ne kadar şaşırtıcı olduğunun farkında olandır çocuk. İskambil kâğıtlarına dışarıdan bakan joker. Büyük oyuna alışmaya başladığında şaşırma yetisini de yitirir. Yıkanmak isteyen çocuk olur.

Kimileri büyüse de şaşırmaya, yadırgamaya, anlamaya çalışmaya devam eder. Nasıl ayakta duruyoruz? Neden uyuyoruz? Neden uçamıyoruz? Kuşlar, uçaklar nasıl uçuyor? Balıklar nasıl yüzüyor? Ay neden dünyaya düşmüyor? Ekmek nasıl pişiyor? Süt nasıl oluyor? Arılar balı nasıl yapıyor? Deniz neden mavi?
Çocuk dünyaya, kurallara, düzene adapte olmaya zorlanır. Hayatı bizim anladığımız gibi anlamaları gerektiği salık verilir.

Başka türlü olması mümkün mü? Kurallar değişebilir mi? Yeni kurallar konulabilir mi? Yeniden başlanabilir mi?

Çocuk sahilde kumdan kaleler yapıyor. Denize o kadar yakın oturuyor ki, deniz her defasında kalesini yıkıyor. O hep baştan başlıyor. Babası gülerek uyarıyor çocuğu, “deniz yine yıkacak kaleni, biraz daha uzakta yapsana”. Çocuk umursamıyor: “Ben kalemin yerini değiştirmeyeceğim, Tanrı denizini geri çeksin”.[1]

Çocuk farklı düşünür.



[1] Hasan Sabbah’a atfedilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder