7 Temmuz 2006 Cuma

Güvercin

Bu kadar mutlu olmamalısın. Arada kötü birşeyler mutlaka olmalı. Her an her şey iyi gidemez değil mi? Paranoyak olur çıkarsın. Birileri sırf seni mutlu etmek için ilginç tesadüfler hazırlıyor. Senin için sevgililer, hayranlar kiralanıyor. Meteoroloji sırf senin için Güzel Hava Temin Birimi kurmuş. Belediye tıkır tıkır çalışıyor, yollarda hiçbir çukura-tümseğe denk gelmiyorsun. Televizyonda hep güzel programlar, bir türlü kanal seçemiyorsun.

Kötü şeyler. Sürekli bekliyorsun kötü birşeyler. Mutlaka bir yakının ölecek. Paran bitecek. Otobüste yanlışlıkla o kızın üstüne abandın diye seni fortçu zannedip aşağıya atacaklar. Uzun yola çıkma trafik kazası geçireceksin. Sevgilin kendisini aldattığını sanacak (hayır, hayır; ondan daha iyisini, daha güzelini elbette bulamazsın). Yaşanmaz bu sıkıntıyla. Bu kadar dertsiz-tasasızsan kötü günler adamakıllı yaklaşmış demektir. Yürürken daha dikkatli ol. Cüzdanını yokla, çarpmış olmasınlar! Kaçırdığın yeni iş fırsatlarını düşün bir, sırf internete yeterince sık bağlanmadığın için..

İşte böyle, yola geldin. Seni kimse kandıramaz artık. Her şeye hazırlıklısın. Yok, o kadar da karamsarlığa kapılma.. şimdi kulağına öğüdümü fısıldayacağım. Yaklaş. Biraz daha. Evet... “Bela seni bulmadan sen belayı ara.” Yeni heyecanlar bul, yenilerini yarat, maceradan maceraya koş. Gözler seni arasın, takip edemesin. Kimse seni bulamasın. Saklan. Ortaya çık. Tekrar saklan. Duvarın üstünden atla ve kaybol. Trafikte yanındaki otomobile şöyle bir sürttür, kendine küfrettir, bas git sonra. Arama onu. Beklesin dursun. Terkettin sansın. Yolda yürürken, hiçbir şey yokken koşmaya başla birden. Koş, koş. Sonra dur. Trende karşında oturan o adama göz kırp. Hiçbir şey anlamamış gibi yapsın. Bu oyuna bulaştığı için utansın.

Oyna. Oyun oyna. Macera oyunu oyna. Oyunun yalnız oyuncusu değil, yöneticisi de sen ol. Kaç sonra.

Hayır, benden kaçamazsın. Nereye gidersen git, nerede ne yaparsan yap seni bulurum. Elinden gelenin en iyisini yap bunun için, kuş olup uçamazsın. Kuş olup... uçamazsın! Saçma, komik çocuk, ben senin güvercin kılığına girmiş meleğin falan değilim! O başka bir hikâye... ben melek değilim. Ben güvercinim, yalnızca bir güvercin. Hani sana atanan, seni hep takip edip gözleyen, burnunun dibinden hiç ayrılmayan...

Hadi şimdi bırak o boş şişeyi elinden. Kendimizi bulmak için atlayacağız, sulara, sulara... Hoop!

ALP ÇETİNER

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder