ezeli uyku damla damla karışmış kanına
damla
damla
uyuyan güzel gibi
uyurken de güzel
damarlarında atalet almış yürümüş
morfin
hayır morfin değil bu
bütün bildiklerini doğarken unutmuşsun
sütü kurumuş ana gibi
bir zamanlar bereketli,
şimdi çorak topraklar gibi
mevsimsiz, ağaçsız, insansız, hayatsız.
havzandaki medeniyetler bir bir sararmış
bir nevi domino etkisi
sultansız bir saray ne ise o
omuzlarından dökülmüş
birer birer alçaldığın rütbeler
arslan kesilmiş bir zamanın sırtlanları
ağayı yağmalayan marabadan korkarım ben
sahibini ısıran köpekten
mahalle delikanlılarının bir sözü vardır
“ölün bile yeter onlara”
arkandan seslenirlerse kulaklarını tıka
“kemiklerinin mezarı yok
mezarın yok
mezarın yok ki”
havsalaya sığmaz bir ihtişamsın sen hala
üç silahşorların karşısında dimdik bir yeniçerisin sen
yenilmesi mukadderse de ihtişamıyla göz alan
o havza tekrar bir ıslansa
ıslansa
ah bir ıslansa
sulasa tekrar susuz kalmış medeniyetleri
dudaklarda bencil bir dua olmuşsun
ayaklar altında kalmıştın sen
haçlılar gelip geçmişti üzerinden
çamura düşmüş bir elmas mı
zümrüt mü, yakut mu ne
bulutlar arkasında kalmış güneş gibi
elbet biryerlerde parlıyorsun
muhakkak parlıyorsun
birileri aydınlanıyor
bulutlar birgün mutlaka dağılacak
doğu, muhteşem doğu,
kanatlarının ucu zerrin, rüzgarlı
sen zümrüdü ankasın
küllerinden doğacak
Alp Çetiner
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder